KLİNİK İLGİ ALANLARI


Aile ve İlişki Sorunları

Sağlıklı Aileler;

• Aile bireylerine ve aileye bağlılığın olduğu
• Karşılıklı kıymet bilme ve yakınlığın olduğu
• Birlikte zaman geçirmeye istekli olunan
• Etkili iletişim örüntüleri olan
• Kriz durumlarıyla olumlu ve etkili bir şekilde baş edebilme yetisine sahip olunan yani uyumun sağlanabildiği
• Aile bireylerinin desteklendiği, cesaretlendirildiği
• Aile içi rollerin açık ve net olduğu ailelerdir.

Aile terapisinde amaç;

Aile içi ilişki problemlerine farklı bir gözlükle bakarak, problemlere çözüm üretmektir. Merkezimizde Prof. Dr. Hürol FIŞILOĞLU'nun geliştirdiği ve Türkiye'de pek çok ailede uygulanarak etkili olduğu görülmüş olan "İlişki Pusulası" modeline göre Aile ve Evlilik terapisi uygulanmaktadır.

Majör Depresif Bozukluk

Derin üzüntülü, bazen de bunaltılı bir duygudurumla birlikte, düşünce, konuşma, hareket ve fizyolojik işlevlerde yavaşlama ve durgunlaşmanın yanı sıra değersizlik, yetersizlik, karamsarlık, isteksizlik durumu ve hayattan keyif alamamanın olduğu bir rahatsızlıktır. Enerji düşüklüğü, dikkat- konsantrasyon güçlükleri, uyku bozukluğu, iştahsızlık sık görülmektedir. Ölüm düşünceleri de görülebilen, yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyen depresyonun tanı ve tedavisinin geciktirilmemesi, alınacak yanıt ve kronikleşme riski açısından çok önem arzetmektedir.

Bipolar Bozukluk

Çeşitli aralıklarla depresyon ve mani dönemlerinin görülmesi nedeniyle, bir uçta depresyon, diğer uçta mani olması anlamında "İki Uçlu Bozukluk" da denilen bipolar bozukluk bir duygudurum bozukluğudur. Mani döneminde; kişinin aşırı neşeli veya öfkeli, coşkulu bir duygudurum içinde; düşünme, konuşma, motor hareketlerde hızlanma, aşırı özgüven artışı, büyüklük duyguları ve genel bir taşma halinin olduğu bir dönemdir. Mani döneminde genellikle hastane yatışı gerekebilir. Çoğunlukla kronikleşme eğiliminde olan Bipolar bozukluğun pek çok alt tipi bulunmaktadır. Erken tanı ve tedavi alınacak yanıt ve yaşam konforu açısından çok önem arzetmektedir.

Şizofreni

Genellikle genç yaşlarda başlayan (en sık 18-25 yaş), insanın gerçeklerden ve kişiler arası ilişkilerden uzaklaşarak kendine özgü bir dünyada yaşadığı bir ruhsal rahatsızlıktır. Düşünce, duygulanım ve davranışlarda önemli bozukluklar görülür. Halüsinasyon, illüzyon, depersonalizasyon, derealizasyon gibi algı bozukluklarının yanı sıra; içinde bulunulan duruma, ortam ve zamana uygunsuz duygulanım ve davranışlar gözlemlenir. Kronik bir rahatsızlık süreci olmakla birlikte, erken tanı ve tedavi ile daha iyi yanıtlar alınmaktadır.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Kişinin birtakım olaylar ve etkinliklerle ilgili aşırı kaygı ve kaygılı beklenti içinde olduğu, kuruntularını denetim altına almakta güçlük çektiği, bunun yanı sıra huzursuzluk, diken üstünde olma, kolay kızma, kas gerginliği, uyku bozukluğu, odaklanma güçlüğünün görüldüğü bir rahatsızlıktır. Kişi genellikle nedeni belirsiz bir huzursuzluk hali ve nereden geldiği belli olmayan bir tehlike hissedebilir. Yaygın anksiyete bozukluğuna sıklıkla bedensel belirtiler de eşlik edebilir; taşikardi, kaslarda gerginlik, nefes darlığı hissi, terleme, el-ayaklarda soğukluk-karıncalanma, boğazda düğümlenme, sindirim sistemi problemleri bunlardan bazılarıdır.

Panik Bozukluğu

Yineleyici Panik Atakları ve beklenti anksiyetesi (yine olacağı kaygısı) ile giden bir rahatsızlıktır. Panik Atağı; dakikalar içerisinde zirveye çıkan; çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, boğuluyor hissi, göğüs ağrısı, sıkışma hissi, bulantı, karın ağrısı, baş dönmesi, üşüme, ateş basması, bayılacak hissi, aklını yitirme korkusu, ölüm korkusu, kalp krizi geçirme korkusu gibi belirtilerin birkaç tanesinin bir araya gelmesi ile oluşur. Panik atakları genellikle 5-10 dakika sürer ve sonra şiddeti azalır. Panik bozukluğunda kaçınma ve güvenlik arama davranışları adı verilen bazı davranış değişiklikleri görülmektedir ki; bunlar anlık rahatlık sağlamakla birlikte, rahatsızlığın şiddetini ve kronikleşme riskini artırmaktadır.

Obsesif Kompulsif Bozukluk

Obsesyon, kompulsiyon ve kaçınmalarla giden bir rahatsızlıktır. Obsesyonlar irade dışı gelen, kişiyi tedirgin eden, benliğe yabancı, bilinçli çaba ile kovulamayan, inatçı biçimde yineleyen düşünce, imgelerdir. Kompulsiyonlar; obsesif düşünceleri kovmak için veya onların verdiği rahatsızlık hissini gidermek için yapılan yinelenen eylemlerdir. Kaçınma; obsesyonlar ve kompulsiyonların oluşumunu önlemek için ve verdikleri sıkıntıları azaltmak için bazı davranışlardan uzak durma halidir. Kompulsiyon ve kaçınmalar, anlık - kısa süreli rahatlık sağlamakla birlikte rahatsızlığın şiddetinin artmasını ve kronikleşmesini artırır.

Sosyal Fobi

Toplum içinde konuşurken ya da bir eylem yaparken yoğun bir kaygılanma haliyle beraber; kızarma, terleme, titreme, kendini küçük düşürecek yanlış bir davranış yapma korkusu ile karakterize bir durumdur. Bu nedenle kişi toplum içine girmekten kaçınır veya kaçınamadığı durumlarda ise günler öncesinden kaygılı bir bekleyişe girer. Kaçınma davranışı ise rahatsızlığın kronikleşme oranını ve şiddetini artırır.

Özgül Fobiler

Belirli nesne ya da durumlardan anormal derecede korku duymadır. Kedi, köpek, örümcek, kelebek, karanlık, kapalı yer, yükseklik bunlardan bazılarıdır. Bu durumlarla karşılaşmadıkça kişide bir rahatsızlık belirtisi yoktur ama fobi nesnesi ya da durumuyla karşı karşıya gelince panik derecesinde korku ortaya çıkmaktadır. Kişi bu durumlardan kaçınarak sıkıntıdan kendini korumaya çalışır, kaçınma davranışı ise rahatsızlığın daha fazla devam etmesini sağlar.

Uyku Bozuklukları

Uyku, genel sağlığın bir göstergesidir. Beden ve ruh sağlığı bozulan kişilerde en sık görülen yakınmalardan biri uyku bozukluğudur. Uyku bozuklukları çoğu zaman başka bir rahatsızlığın (depresif bozukluklar, anksiyete bozuklukları vs.) belirtisi olarak görülmekle birlikte, kendi başına bir sendrom şeklinde de görülebilmektedir.

Akut Stres Bozukluğu

Travma; kişinin kendisinin ya da yakınlarının yaşadığı, bedensel ve ruhsal varlığına büyük bir tehlike olarak, birden gelen ağır ve örseleyici durumlardır. Kişinin birebir kendinin yaşaması yanı sıra, tanık olması da travma etkisi oluşturabilir. Yaşanan travmanın ardından başlayan ve üç dört haftaya kadar süren bir süreçtir. Genellikle ağır bunaltı ve panik tablosu hakimdir. Kalpte hızlanma, terleme, yüzde kızarma, titremelerle birlikte; korku, bunaltı, sinirlilik, duygusal donukluk görülebilir. Çoğunlukla üç dört gün içerisinde düzelir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Travmatik durumu doğrudan yaşamak, tanık olmak, dolaylı olarak yakın arkadaş veya akrabanın uğradığı travmanın ayrıntılarını öğrenmek, görevi gereği yineleyici olarak bu tür olaylarla karşılaşmak şeklinde bir maruziyet sonrasında birkaç hafta veya ay içerisinde ortaya çıkan bir rahatsızlık durumudur. Tipik olarak olayın sık sık anımsanması ve her anımsamada yeni baştan yaşanıyor gibi algılanması (geri dönüşler-flashbackler) söz konusudur ve sık sık irkilmeler görülebilir. Bilişsel Davranışçı Psikoterapilerin yanı sıra EMDR de travma tedavisinde etkili yöntemlerdir.

Somatizasyon Bozukluğu

Günlük hayatı kesintiye uğratan ve sıkıntı veren bedensel belirtilerin olmasının yanı sıra sağlıkla ilgili kaygılarla ilişkili aşırı düşünce, duygu ve davranışların olması durumudur. Belirtilerin önemiyle orantısız bir şekilde süreklilik gösteren düşünceler, sağlıkla ilgili sürekli yüksek düzeyde kaygı ve bu belirtilere aşırı zaman harcanması, sıkça hastane ve doktor başvurularının olması söz konusudur.

Hipokondriazis

Bedende bir bozukluk olmadığı halde kişinin bedensel algılarını yanlış yorumlamasına dayanarak önemli bir bedensel hastalığı olduğu şeklinde sürekli uğraşının olmasıdır. Dikkat bedene yoğunlaşmıştır.

Disosiyatif Bozukluklar

Bilinçte, bellekte ve algılamada bozukluklar görülür. Organik bir neden olmaksızın, ruhsal bir travmaya bağlı olarak bilinç ve belleğin geçici olarak kapanması şeklinde “disosiyatif bayılmalar” görülebilir. Disosiyatif bayılmada genellikle hasta kendini incitmeyecek şekilde düşerek bayılır. Bu sırada kasılmalar, gerilmeler, uyanırken de şaşkınlık belirtileri görülebilir. Disosiyatif Amnezide ise kişi yaşamının bir bölümünü anımsayamaz ve bu durum normal bir unutkanlıkla açıklanamaz. Unutulan yaşam dönemleri genellikle kişi için ağır travmatize edici dönemlerdir, kişinin bilincinden tamamen silinmiş ve sanki hiç yaşanmamış gibidir.

Alkol Bağımlılığı

Alkol bağımlılığında; alkole karşı aşırı istek, tutku, içmeyi durduramama, kontrollü içmenin mümkün olmaması, alkol bırakılınca ya da azaltılınca fizyolojik kesilme belirtilerinin ortaya çıkması, kesilme belirtilerini yatıştırmak için de tekrar içmek, içmeyi artırma eğilimi ve tolerans gelişmesi, sosyal hayat, iş yaşamı ve aile hayatının gereklerini yerine getiremeyecek biçimde içmeyi sürdürme, sağlığına zararlı olduğunu ve sahip olduğu şeylerden olacağını bildiği halde içmeye devam etme durumları söz konusudur ve gönüllülük esaslı tedavi gerekliliği söz konusudur.

Erişkin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çocukluk çağında başlayan, etkisi tüm bir yaşama yayılabilen, süreğen bir nöropsikiyatrik bozukluktur. Yaşın ilerlemesi ile birlikte aşırı hareketlilik ve sonuçlarını düşünmeden yani dürtüsel davranışlarda bulunma eğilimi azalmakla beraber, bu belirtiler genellikle tamamen ortadan kalkmaz. DEHB olan yetişkinlerde bir işe başlayamama, işyerinde verimsizlik, kötü zaman yönetimi, çok sayıda işe başlama ama birçoğunu bitirememe, bir toplantı boyunca oturamama, öfke atakları gibi durumlar görülebilmektedir.